بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

يَوْمَئِذٍ تُعْرَضُونَ لَا تَخْفَىٰ مِنكُمْ خَافِيَةٌ ١٨

O gün (huzuura) arz olunacaksınız, (öyle ki) size âid hiçbir sır gizli kalmayacak.

– Hasan Basri Çantay

فَأَمَّا مَنْ أُوتِىَ كِتَٰبَهُۥ بِيَمِينِهِۦ فَيَقُولُ هَآؤُمُ ٱقْرَءُواْ كِتَٰبِيَهْ ١٩

Artık kitabı sağ eline verilmiş olan kişiye gelince, der ki: «Alın, okuyun kitabımı».

– Hasan Basri Çantay

إِنِّى ظَنَنتُ أَنِّى مُلَٰقٍ حِسَابِيَهْ ٢٠

«Çünkü ben hakıykaten hisâbıma kavuşacağımı (kuvvetle) zannetmişdim».

– Hasan Basri Çantay

فَهُوَ فِى عِيشَةٍ رَّاضِيَةٍ ٢١

İşte o, hoşnud bir hayât içindedir,

– Hasan Basri Çantay

فِى جَنَّةٍ عَالِيَةٍ ٢٢

yüksek bir cennetde.

– Hasan Basri Çantay

قُطُوفُهَا دَانِيَةٌ ٢٣

(O cennetin) çabucak devşirilecek (meyve) leri (her durumda erilebilir derecede) yakındır.

– Hasan Basri Çantay

كُلُواْ وَٱشْرَبُواْ هَنِيٓـًٔۢا بِمَآ أَسْلَفْتُمْ فِى ٱلْأَيَّامِ ٱلْخَالِيَةِ ٢٤

«(Dünyâda) geçmiş günlerde takdim etdiğiniz (iyi amellerin karşılığı olarak afiyetle yeyin, için».

– Hasan Basri Çantay

وَأَمَّا مَنْ أُوتِىَ كِتَٰبَهُۥ بِشِمَالِهِۦ فَيَقُولُ يَٰلَيْتَنِى لَمْ أُوتَ كِتَٰبِيَهْ ٢٥

Kitabı sol eline verilmiş olan kişiye gelince, o da der ki, «Ah keşki benim kitabım verilmeseydi».

– Hasan Basri Çantay

وَلَمْ أَدْرِ مَا حِسَابِيَهْ ٢٦

«Hisâbımın da ne olduğunu bilmeseydim».

– Hasan Basri Çantay

يَٰلَيْتَهَا كَانَتِ ٱلْقَاضِيَةَ ٢٧

«Ah keşki o (ölüm, hayâtıma) kat'î bir son verici olsaydı».

– Hasan Basri Çantay

مَآ أَغْنَىٰ عَنِّى مَالِيَهْۜ ٢٨

«Malım bana bir fâide vermedi».

– Hasan Basri Çantay

AYARLAR
Okuyucu